Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for the ‘Kuantum ve Yaşam’ Category

Lanza’nın bilim dünyasını ikiye bölen şok iddiasını dayandırdığı nokta ise bilim ve felsefeyi buluşturuyor. Lanza, ölümün insanlar için bir yok oluş değil, sınırsız sayıda evren içerisinde bir diğerine geçiş olarak tanımlıyor. Bu geçiş senaryolarının hiç birinde ise bugün anladığımız anlamda bir ölüm gerçekleşmiyor sadece enerji şekil değiştiriyor. Lanza, insan bedeninin zaman içerisinde işlevini yitiriyor olmasının “Ben kimim?” diye sorma becerisini gösteren yanımız ile aynı şey olmadığını iddia ediyor. Lanza’ya göre insan beyninde bulunan enerji kaynağı, bedenin ölümü ile birlikte yok olmuyor.Doğadan enerjinin asla ölmediği veya yok edilemediği gerçeğinden yola çıkan Lanza, bu enerjinin bizi biz yapan en önemli öğe olduğunu ve bedenin ölümünden sonra varlığını sürdürdüğünü iddia ediyor.Zaman ve uzay kavramlarının aslında bizim bazı şeyleri tanımlayabilmek için uydurduğumuz kavramlar olduğunu da söyleyen Lanza, bahsettiği ölümsüzlüğün bizim anladığımız anlamdaki zaman içerisinde bir sonolmadığını, bu zaman kavramı dışında var olmaya devam etmek olduğunu da söylüyor.

Read Full Post »

Aşk ve Amorf

Aşkla bak Dünyaya, her şeye ey sevgili, O’nun gözüyle bak, ayırma aşk,
Bir çiçeğin güzelliğini sevmek, ona hayran olmak kolay,
Sevebilir misin beton bir evin duvarlarını, ya da bir sokak lambasının soğuk metal gövdesini,
Saçları rüzgarda savrulan güzeller güzeli bir kızı, ya da bir erkeği sevmek doğal,
Sevebilir misin bir poşeti, zift kokan asfaltı, egzost dumanını,
En güzel senfoniler gibi öten bir kuşu, minik bir köpeği sevmek olağan,
Sevebilir misin zehrini saçan bir hayvanı, gözleri saldırganca bakan bir çakalı, bir zehirli kurbağayı,
Bir engin denizi, bir çağlayanı sevmek güzel,
Sevebilir misin atıklarını, çöplerini, oluşturduğun betondan kentleri, bataklıkları,
Onlarla aşkı yaşayabilir misin? Onlara baktığında aşkı görebilir misin,
Sev, ey yüreği tüm evreni kaplayan sevgili,
Bunları sen yarattın, ayırma yarattıklarını birbirinden,
O’nun gözünden, O’nun gözüyle bak,
Yarattığın seni cezbetmediyse eğer,
Sil, yeni baştan yarat,
Ama seni ifade eden, etmeyen, her yarattığını başka sev,
Her biri seni ifade ediyor; birine çıraklık, birine de ustalık eserim dersin,
Hatta, onu bile deme, sev her birini, sevginde ayırma, daha fazla, daha az deme,
İşte o an onun gözüyle bakıyorsun, ve artık sen aşksın,
İşte o zaman bir poşete de aşkla bakabilen ey sevgili,
İşte o zaman tüm evrenle bir,
İşte o saniye aşk,

Sonsuzluktasın…

Şiva Deniz Oflaz
21.01.2010-İstanbul

Read Full Post »

Gözlerim bakıyor, bakmıyor; baktığım yer var oluyor, yok oluyor,
Bir anda, hem hep oluyor, hem hiç oluyor; bakıyorum hiç, bakıyorum hep,
Galata’da bir merdiven, merdivende bir taş,
Taş yalnızca taş oluyor önce; ama bakıyorum, taş yalnızca taş olmuyor,
Geçmiş oluyor, gelecek oluyor, AN oluyor,
Hepsini aynı anda oluyor;

Bir kapı oluyor, içine alıyor beni, giriyorum içeri,
Taş konuşuyor benle, anlatıyor serüveni,
Dönüyor ama, daima dönüyor, döndükçe beni de içine alıyor,
Ona direnmiyor dönüyorum ben de taşla beraber,
Döndükçe derinlere iniyor, derinlere indikçe daha bir dönüyor,
Neden döndüğümü ne ben biliyor, ne taş biliyor,
Ama döndükçe bir kapı açılıyor, renkler çoğalıyor, şekilleniyor her şey,
Açılıyor açıldıkça, başka bir yer oluyor,
Dönüyor atomlar, kuantlar dans ediyor; bir var oluyor, bir yok oluyor,
Hepsini aynı anda oluyor;

Nefes alıyor taş, nefes veriyor; nefes alıyor atomlar, nefes veriyor,
Nefes aldıkça var, verdikçe yok; ölüyor, diriliyor,
Hepsini aynı anda oluyor;

Ben dönüyorum hala; döndükçe daha çok dönüyorum,
Her “şey” bir bir geliyor;
Çoğalıyor, parçalanıyor, ayrılıyor, genişliyor, genişliyor… Evren gibi!
Sonra birleşiyor parçalar, daralıyor,
Ne oluyorsa taşa evrene de o oluyor; ne oluyorsa evrene taşa da o oluyor,
Sanki taş taklit ediyor; hayır etmiyor, oluyor yalnızca oluyor;
Olarak doğuyor, olarak ölüyor,
Hepsini aynı anda oluyor;

Ben hala dönüyorum; döndükçe görüyorum,
Baktığım taş içinde taş oluyorum, taş ben ayrı değil artık, bedenim taş oluyor,
Bedenim nefes alıyor, taş nefes alıyor,
Ben döndükçe taş genişliyor, atomlarına ayrılıyor,
Taş boşluk oluyor, dönüyor boşlukta boşluk haliyle,
Ben hala dönüyorum…

Artık döndüğümü bile bilmiyorum,
Zaten öyle değil mi,
Dünya dönüyor, ne kendi döndüğünü biliyor, ne “biz” biliyor,
Döndüğünü bilse dönemez zaten, bilmiyor, “ol”uyor,
Ben de bilmiyorum evet, bilmiyorum,
Bilmediğim bilgi sonsuz oluyor,
Ne döndüğümüm biliyorum, ne taş olduğumu,
Ne beden olduğumu, ne nefes aldığımı,
Ne düşündüğümü, ne bildiğimi, ne bilmediğimi bilmiyorum, oluyorum…

Birden bir aydınlığa çıkıyorum dönüş haliyle,
Ahh, gözlerim kamaşıyor, nasıl bir yer bu böyle,
Her yerimin titrediğini hissediyorum, kulaklarım uğulduyor,
Görmediğim renkler, duymadığım sesler,
Hayır, bu bildiğim bir yer değil,
Açılıyor da açılıyor içim coşkuyla, hayır coşku değil,
İçim sevgiyle dolu, hayır sevgi değil,
İçim aşk ile dolu, hayır aşk değil,
Hiçbir kelime karşılamıyor bu şahaneliği, lal oluyor dilim,
Ve ben artık…
SUSUYORUM…

Deniz Şiva Oflaz

Yeşim Cimcöz ile İstanbul’u Yazıyorum
04.05.10
Galata Kulesi-Kuledibi Atölyesi

Read Full Post »

 

Bu muhteşem inanç değişikliği yöntemini öğrettiği için başta Sevgili Nevşah Turan ve Eda Kuşçu olmak üzere tüm NFS koçlarına teşekkür ederek paylaşıyorum.

Nasıl mı kullanacaksınız?
Baştaki paragrafın noktalı kısımlarını okurken içinde bulunduğunuz günü söyleyeceksiniz ve sonra her gün aşağıdaki bir maddeyi 4 defa tekrar edeceksiniz. (3 kere yüksek sesle 1 defa içinizden, yavaş okuyup kelimelerin anlamlarını hissetmeniz çok önemli.)

10 Madde tamamlandığında başa dönerek egzersizin tamamını da 4 defa yaptığınızda 40 gün tamamlanmış oluyor…

Ola ki bir gün kaçırdınız en baştan başlamanız öneriliyor…
Bu harikulade yolculuğun tadını çıkarmanız dileğimle.
——————————————————————————-

Bugün ../../…. Paranın kaynağım ve desteğim olduğuna inanmayı bırakıyorum.

Artık yaşamımdaki tek otoritenin ve yaratıcı gücün içimdeki MASTER olduğunu onaylıyor ve kabul ediyorum. Şu anda koşulsuz ve sınırsız bolluk ve berekete inanıyor, böylelikle ihtiyaçlarımın gerçek kaynağı ile aramdaki bağı güçlendiriyorum. Her birimizin yaşayan, bedenlenmiş Ruhsal Varlıklar olduğumuzu ve mükemmel gerçeği yaratıyor olduğumuzu kabul ediyor ve bu gerçeği hatırlayarak kendi gücümü onaylıyorum. Ölümlü illüzyonun bizlerin büyümesi ve gelişmesi için yaratılmış olduğunu görüyor ve bu farkındalıkla kendi gücümü ve içimdeki sınırsız bolluk ve bereket enerjisini onaylıyorum.

Bugün insanlığımı onurlandırıyor, bir insan olmanın getirdiği tüm güzellikleri ve neşeyi kabul ediyorum. Ben Tanrı’nın beni yarattığı gibi; bedenlenmiş mükemmel bir Ruhsal Varlığım. Özüm, kaynağım ve desteğim Tanrı’nın uzantısı olan içimdeki Yaratıcı Güç, içimdeki MASTER. Bunu biliyor, kabul ediyor ve onaylıyorum.

1. Tanrı sınırsız. Bol. O evrensel, her yerde ve her zaman var olan sınırsız ve zengin madde.Bu sürekli var olan ve veren sınırsız bereket kaynağı “Ben” olarak bireyselleştirilmiş, biçimlendirilmiş. Benim gerçeğim bu.

2. Zihnimi ve kalbimi; içimdeki evrensel bilinç “Ben bilinci”nin, tüm iyiliklerin ve güzelliklerin tek kaynağı ve maddesi olduğunun farkına varmak, anlamak ve bilmek için tamamen açıyorum.

3. İçimdeki varlığın bol bereket enerjim olduğunun farkındayım. Sınırsız bereket zihninin sürekli akışının farkındayım. Farkındalığım bu bilinç sayesinde gerçeğin ışığıyla dolu.

4. Tanrısal varlığımın, içimdeki master’ın tek kaynağım olduğunun farkındalığı içerisinde zihnime ve doğal duygularıma yüksek bilincin maddesini akıtıyorum. Bu madde benim kaynağım. İçimdeki Tanrısal varlığa; master’a olan farkındalığım benim gerçek kaynağım.

5. Para benim kaynağım değil. Hiç kimse, yer ve durum benim kaynağım değil.

İçimdeki sürekli evrensel zihnin sürekli var edici hareketine olan farkındalığım, anlayışım ve bilgim benim gerçek kanyağım. Bu gerçeğe olan farkındalığım sınırsız, böylece kaynağım sınırsız.

6. İçimdeki kaynak ihtiyaçlarıma ve arzularıma göre sürekli ve devamlı olarak şekilleniyor ve yeni tecrübeler yaratıyor. Ve hareket halindeki kaynak kanunlarına göre herhangi bir ihtiyacım ve karşılanmamış bir arzum olması mümkün değil.

7. Evrensel bilinç olan “Ben Bilinci” gerçek doğası olan bereketi sürekli olarak ifade ediyor. Bu onun sorumluluğu, benim değil. Benim tek sorumluluğum bu gerçeğin farkında olmak. Bu yüzden kendimi tamamen rahat bırakmaya ve Tanrı’nın yaşamımdaki ve tüm ilişkilerimdeki tatminkar bereket enerjisi olarak oluşmasına izin vermeye kesinlikle kararlıyım.

8. İçimdeki yüksek bilincin sınırsız kaynağım olduğuna dair farkındalığım kaybettiğim yılları geri getirmeye, yaşamımdaki her şeyi yenilemeye ve beni bol bereket enerjisinin yüksek yoluna yükseltmeye yeterli. Yüksek bilincime olan bu farkındalık, anlayış ve bilgi yaşamımda arzulayabileceğim gözle görülen tüm şekil ve tecrübelerde var oluyor.

9. İçimdeki Tanrısal varlığımın tamamıyla tatmin edici oluşunun farkında olduğumda tamamen tatminkarım. Bu gerçeğin şu anda farkındayım.Yaşamın sırrını buldum ve evrensel bereket enerjisinin yaşamımda ebediyen var olduğu bilinci ile rahatlıyorum. Tek yapmam gereken evrensel bilincime bana kolayca, rahatça, hiçbir şeye ihtiyacı olmadan akan yaratıcı enerjinin akışının, radyasyonun farkında olmak. Şu an farkındayım. Şu an akıştayım.

10. Zihnimi ve düşüncelerimi “bu Dünya”dan uzaklaştırıyorum ve tüm dikkatimi yaşamımdaki bolluğun tek yaratıcısı olan içimdeki Tanrı’ya yönlendiriyorum. İçsel varlığımın finansal ilişkilerimdeki tek akış olduğunun ve gözle görülen her şeyin tek maddesi olduğunu görüyor ve kabul ediyorum. Yaşam kaderimi içimdeki bereket kanunlarının akışına teslim ediyorum.

Read Full Post »

SEVGİ YASASI

Sevgi her şeyin yapıtaşıdır. Sevgi en yüksek frekanslı enerjidir. Sevgi bilinçtir. Sevgi “sen bana hayran ben sana kurban” duygusu değildir. Her şey sevgi enerjisiyle inşa edilir. Sevgi her şeyin bir olduğu bilincidir. Bu hayatın gerçek kabulüdür. Sevgi bilincinin duygusu şükran duygusudur. Sevgi ve kabul olmaksızın hiçbir deneyimi tamamlayamayız. Bir şeylesavaştığımızda onu hayatımızdan atamayız. Bir şeyi reddettiğimizde o hayatımıza yapışır. Sevgi, bilgelik ve iyileştirici güç aynı güçtür. Sağlık, para, ilişkiler… Hangi konuda savaşıyorsak o durumu iyileştiremeyiz. Her konuda iyileşmenin yolu (o konuyla savaşmak yerine) kabulleniş ve kucaklayıştan geçiyor.

Kanseri ve diğer ağır hastalıkları tümüyle yenen insanların ortak yönleri hastalıklarıyla savaşmak yerine hastalığın kendilerine öğrettiği derslerin değerini bilmeleri oluyor. İlişkilerde sevilen kişi özgür bırakıldığında, sevgi gerçekse onu kaybetmiyoruz. Sevgiyi kaybetmemek için savaştığımızda ise kaybediyoruz. Kaybedilen sevgi zaten sevgi değildir. Çünkü gerçek olanı asla kaybedemezsiniz.

Parasızlıktan ya da paranın yetmediğinden yakındığımız sürece, parasal durumumuzu iyileştiremeyiz. Parasızlığa odaklandığımızda hayatımızda bu durumu tekrar tekrar yaratırız. Param yok, paramm yok dedikçe hayatımızda parayı yok ederiz. Bir durumdan ancak sevgiyle ve kabullenişle tümüyle uzaklaşırız. Nefret ettiğimiz kişi, durum, olaydan asla kalıcı olarak özgürleşemeyiz. Kendimizle ve başkalarıyla savaşmayı bıraktığımızda kendimizi özgür kılarız. Sevgi harika bir dönüştürücüdür. Sevgi Yasası, Birlik Bilincini tanımak ve ayrılık illüzyonundan özgürleşmektir.

Direnç bittiğinde, hayatımızda mucizelere tanık oluruz. Direnç doğal değildir. Hayatın yasalarıyla uyum içinde olmamaktır. Bugüne kadar bir durumu kabullenemeden, ona direnç göstermeyi sürdürerek kalıcı olarak neyi değiştirebildiniz? Her gün zihninizden binlerce düşünce, öneri, fikir geçiyor. Binlerce veri gözlerinize ve kulaklarınıza görüntü ve ses olarak ulaşıyor. Tüm bu verilerin arasından ancak kendi görmek ve duymak istediklerinizi seçiyorsunuz. Yani zihinsel kalıplarınıza uygun olanları algılıyor, diğerlerini reddediyorsunuz.

Zihninizde hangi düşüncelere yer vereceğinizi, hangidüşüncelere yoğunlaşacağınızı, hangi düşüncelerle besleneceğinizi siz seçiyorsunuz. Seçtiğiniz düşünceler, hayalinizde de canlılık kazandığında,yaşayan bir düşünce olarak zihninizin doğal bir parçası haline gelir. Böylece, bilinçaltınız onu doğurmaya ve ifade etmeye hazır hale gelir. Sevgi, bu yasanın uygulanışıdır. Sevgi isteklerinizle bir olma duygusudur. Sevdiğiniz her ne ise ona sadık olmalısınız. Amacınıza, idealinize sadık olmalısınız.

Korku, şüphe, endişe ve sahte inançlarla flört etmeyi sürdürürseniz, sevdiğinize sadık olamazsınız. Sevgi, birlik bilincidir, bu bilincin doyumudur. İmgeler, düzenli, sistematik olarak ve güvenle tekrarlandığı takdirde bilinçaltını “mıknatıslaştırır”. İmgeler bilinçaltının karanlığından, aydınlığa çekilir. Yani yaşam perdesinden görünür hale gelir. Önemli bir kural hep aklınızda olsun: Karanlık odadaki filmi, hazır olmadan yanlış ışığa çıkarmayın. Yanlış ışık dediğimiz korkular, endişeler ve evhamlar, bu olumsuz duygular kapınızı çaldığında, hemen “iptal iptal” deyin, hemen güzel resminize yoğunlaşın: “Şu anda zihnimin karanlık odasında güzel bir resim oluşturuyorum.” Bu resmi hazzın, güvenin ve anlayışın ışığıyla banyo edin. Ruhsal ve psikolojik bir yasayı uyguluyorsunuz. Zihninizdeki resmi karanlık bir odada doğru ışıkla banyoettiğinizde, resmin baskısı da tani yaşamınızda ifade bulması da net olacaktır.Unutmayın, önce net çekim (zihninizde net canlandırma), sonra doğru ışıkla banyo(güven, inanaç ve bilme duygusu), sonunda da resmin herkes tarafından görülebilecek baskı halinde ifade bulması. Harika bir resim!

 

Read Full Post »